Çığlık çığlığa bağırıyoruz, “yeter artır yeter" diye.
Son yüz yıldır bu ülkede, din ve dini temaları, ülkenin siyasileri başta olmak üzere, kendi çıkarları için kullanmayan kalmadı. Atatürk'ün ölümünden sonra da, ilk sıralarda fanatik Atatürkçüler olmak üzere istismar diz boyu. Ne zaman insanların çıkar ve menfaatleri söz konusu oldu, o anda sınır tanımaksızın bu değerler sömürüldü.
Seçime doğru giderken yine başta siyasiler olmak üzere çıkınlarından, dini değerleri, Atatürk'ü çıkartıp kullanmaya başladılar. Buna alıştık ama tuhaf olan her defasında da bu tür istismarlar şaşılacak derecede taraftar buluyor.
Büyük fotoğrafa tekrar bir bakalım. Elbette Türkiye'yi yakından ilgilendiren konulara. PKK-YPG-PYD terör belası, Rusya-Ukrayna Savaşı, İran-Suriye, İran-İsrail ve bizimle olan gerilim, Suriye bataklığında kendi güvenliğimizi sağlama çabalarımız, Irak'ta aleyhimize derin faaliyetler, Kıbrıs Rum Yönetiminin sürekli silahlanması, ABD – AB’ nin fırsatını buldukça saldırması ve Türk-Yunan(ABD, AB) Savaşı..
Bunları uzatabiliriz. Ancak şuan en acil durumda olan ABD ve Fransa’nın daha doğrusu Avrupa Birliğinin mutlak desteğini alan, ABD’ nin silah deposu ve eyaleti haline gelen, adaları silahlandıran Yunanistan'ın kışkırtıcı tavırları.
Özetle Türkiye bir ateş çemberinin içerisinde ama içimizdeki bir takım siyasiler rant derdinde. Ve halkın çok büyük bir kısmı hani derler
ya "bas bas bağırıyor" aynen böyle bağrıyoruz. "Batsın sizin siyasetiniz, yeter artık. Bizim yeteri kadar düşmanımız var" diye…
Saçımızı başımızı yoluyoruz! Kadının biri çıkıyor bütün imam hatiplilere "Sapık" diyor. (kendisi sütten çıkmış ak kaşık sanki!) Tuhaf olan haksız ve adaletsiz bir şekilde, en yakın dostlarını, arkadaşlarını suçlayan, hoşgörülü olamayan imam hatipli dostlarımız bu kadını "ben affettim" diyebiliyor. Yine koro halinde sapıklıkla suçlananlar "nasıl tutuklanır " diyebiliyorlar. Elbette malum cenah bu tutuklanma olayına şiddetle karşı çıkarken ABD dışişlerinden bu tutuklamaya itiraz ediliyor.
Tutuklanır, tutuklanmaz. Serbest bırakılır bırakılmaz orası savcıların, hâkimlerin yani hukukun bileceği bir iş. Haksızsa hak yerini bulur, haklıysa da cezasını bulur.
İmam hatipli kardeşlerimiz bizim en büyük değerlerimizden birisidir. Ben imam hatipli değilim ama onlara da asla laf söyletmem. Elbette içlerinde asla tasvip etmeyeceğimiz insanlar olabilir, her toplumda olduğu gibi ama genellenmesine kesinlikle izin vermeyiz. Onlara yönelik bir saldırıyı da kendimize yapılmış sayarız. Kim ki bu milletin milli ve manevi değerlerine saldırıyorsa bu saldırı bütün bir millete yapılmış sayılır ve ona göre mutlaka bir karşılığı olmalıdır. Bunu kim yaparsa yapsın bu konuda ki çifte standardı asla kabul etmiyoruz.
Malumunuz yeni bir parti kuruldu ve o partinin Genel Başkanının iki tane oyuncağı oldu! Suriyeliler ve Atatürk...
Bu ülkede ciddi bir "mülteci" gerçeği var. Bunu kimse görmemezlikten gelemez. Zaman zaman sorun haline geldiği de doğrudur. Canımızı sıkan olayların olduğu da bir gerçektir. Ama bu onlara karşı düşmanca bir tavır sergileyerek bu sorunun kaşınmasını
gerektirmez. Fitne tohumlarının ekilmesi ise hiç kimsenin faydasına değil, aksine bu ülkeyi ciddi bir kaosa sürükleyeceği de bir gerçektir. Bu malum partinin lideri sorunu samimi bir şekilde ortaya koymak yerine düşmanca tavırlarla sorunun daha da kangrenleşmesine neden oluyor. Elbette üç-beş oy uğruna.
Aynı lider hutbe ve camii adabını hiçe sayarak,"Atatürk'e rahmet okuyalım" diye bas bas bağırıyor. Cuma hutbeleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından önceden belirlenir, camilere yollanır ve bütün ülkede aynı hutbe okunur. İsteyen herkeste bu hutbeye okunmadan evvel ulaşabilir. Bu Sayın Lider hutbeyi önceden okumuş ve hutbede Atatürk'e rahmet okunmadığını görmüş olacak ki ekibi ile birlikte camiye giderek bu eylemi gerçekleştiriyor. "Eylem" diyorum çünkü bunun başka adı olamaz. Bizi üzen ise bu olayın milliyetçi-muhafazakar arkadaşlarımız tarafından alkışlanması. Tabi alkışlayan arkadaşlarım şu sorunun cevabını da vermek zorunda. Bu malum lider bu güne kadar bu ve benzeri davranışlarda bulunmuyordu da şimdi neden bu tip olaylara çanak tutuyor? Bu malum lider önceleri bizim de sevip saydığımız, saygı duyduğumuz, değerli bir büyüğümüz ve hocamızdı.
Sözüm inanan, inandığını yaşayan dostlarıma; bize göre doğru ve yanlış Kuran ve Sünnete göredir. Nokta...
Kapıda savaş var. Bizim nelerle uğraştığımızın yorumunu da sizlere bırakıyorum.
Lütfen Allah rızası için malum konuları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze getirmeyin. Varsa ülkemizin problemleri ile ilgili çözümünüz can kulağı ile dinliyoruz. Yoksa, "gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz.."
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Oxunub: 358