dini radikalizm və ekstremizmlə mübarizə

HARRAN’DA HZ. İBRAHİM’İN BUĞDAYINI BULALIM!...

HARRAN’DA HZ. İBRAHİM’İN BUĞDAYINI BULALIM!...
Buğdayın ana vatanı Harran’dır. Harran Hz. İbrahim’in kardeşidir. İlk buğday ekimi Harran ovasında olmuştur. Asırlar öncesi buğday örneklerini Harran’da görmek mümkündür. Buğday nimettir, kutsaldır, Kur’an-ı Kerim’e gösterdiğimiz saygıyı ekmeğe de gösteririz. Yaşamak için toprak, su, hava ve ekmek şarttır. Harran’da toprağın derinliği 70 metredir. Dünya’nın en verimli, en derin toprağı Harran’dadır. Atatürk Barajı’nın yapılış amacı da Harran Ovası’dır. Ortadoğu’da petrol kadar, hububat için en elverişli topraklar Anadolu’dadır. Batı’nın ve İsrail’in gözü hep mümbit topraklı Harran Ovası’ndadır. Bizim sadık yârimiz kara topraktır. 197 ülke içinde kendi kendine yeten, toprak ve ürüne sahip ülke Türkiye 7. sıradaydı. Şimdi ise dışa bağımlı hale geldik. Buğdayı Rusya’dan, patatesi Suriye’den, nohudu Meksika’dan, mercimeği İran’dan, samanı Bulgaristan’dan, danayı Macaristan ve Hollanda’dan alırsak çiftçi ve üreticimizi küstürür, usandırır, kırarız. Tarım ve hayvancılık biter, işsizlik artar, ülke kaosa sürüklenir. Gıdada dünya ortalamasından %28 daha pahalı olduğumuz unutulmamalıdır.

Allah her ülkeye değişik sayısız nimetler vermiştir. Ortadoğu’ya petrol, Rusya’ya doğalgaz, Brezilya’ya kahve, Mısır ve Sudan’a mango, İrlanda’yı da balıkçılığa gark etmiştir. Oysa Türkiye’ye daha fazla buğday, pirinç, zeytin, fındık, narenciye, çay, pamuk, mısır ve sayısız ürünler yanında verimli topraklar bağışlamıştır.

Tarım, insanların toprağı işleyerek, ekme-dikme yoluyla ondan ürün elde etme faaliyetleridir. Ziraat ise, bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanmasıdır. Tarım ve ziraatı en iyi, en teknik şekilde ve kısıtlı şartlarda yapan ülkeler Hollanda, İtalya, Fransa, İsrail ve İrlanda’dır. Konya kadar toprağı olan Hollanda, tüm Avrupa’yı beslemektedir. Halbuki adı geçen ülkelerin iklimi, toprağı, suyu ve güneşi Türkiye kadar zengin ve doğal değildir. Kokuların en hası en enfesi yerli ve organik buğday ekmeğinin piştiği tandır ve fırın kokusudur.

​Sağlığımızı korumak, geliştirmek, yaşam kalitesini yükseltmek için ihtiyacımız olan besin maddelerini yeterli ve dengeli ölçüde ve uygun zamanlarda almak, bilinçli yapılması gereken eylemler, beslenme ihtiyacımızı organik gıdalarla karşılamak zorundayız. Aksi durumda insanımızı stres, obez ve kanser gibi çağın hastalıklarından kurtaramayız. Nüfusumuzun %30’u obez, %15’i kanser türlerine yakalanmıştır. Bunun tek sebebi sağlıksız beslenmedir. Sağlıklı beslenme, güçlü, hareketli, yaratıcı, aktif, başarılı nesiller yetiştirmek için elzemdir. Bunların başında tarımsal ve hayvansal ürünler, temiz hava, güneş, su ve ağaçlık alanlar gelir. 780.576 km2 ‘ lik ülkemiz %26 orman, %32 çayır ve otlaklık, %36 ekili dikili yerler, 6% diğer alanlardan oluşmaktadır. Ormanlık alanlar en az %32 ye yükseltilmeli, çorak verimsiz araziler verimli hale getirilmeli. Ovalar, dere ağızlarına konutlar yapılmamalıdır.

​Ormanlarımız, ekonomik kağıt endüstrisi yanında tarım alanlarının, barajların, erozyonun sigortasıdır. Sağlıkta oksijen kaynağı, iklimin dengesi, su rejiminin vazgeçilmezidir. Doğal güzelliğin gözdesi, yabancı hayvanların, kuşların, böceklerin barınağıdır. Sayısız faydası olan ormanlarımızın korunması ve insanlara ağaç sevgisinin aşılanması şarttır. HES uygun yerlere kurularak yer altı ve kuyu suları kontrollü kullanılmalı; stepleşme, çölleşme, erozyon sorunları ağaçlandırmalarla önlenmelidir. Ekolojik dengenin en önemli unsuru ormanlarımız ülkenin de akciğeridir.

​Hayvancılıkta ülkemiz yoksullaşıyor. 2017 verilerine göre ülkemizde büyükbaş 16 milyon, küçükbaş 44 milyon, at 14 milyon, eşek-katır-deve toplamda 180 bin, süt ürünü ise 21 milyon tondur. Bu veriler tarım ve hayvancılık ülkesi Türkiye’ye göre yetersizdir. Bu sayılar 81 milyonluk ülke için en az 4 katına çıkarılmalıdır. Hiçbir konuda dışa bağımlı olmayalım. Özellikle Harran, Çukurova, Çarşamba, Ergene, Konya Ovaları her türlü ürünü ve hayvanı yetiştirmeye elverişlidir. Yabancı doktor, futbolcu, öğretmen, arkeolog, mühendis, müzisyen, ithal silah ve ithal dana bizim kimyamızı bozar. 33 uygarlığı bağrında yaşatan değerli tarihi eserlerin bulunduğu verimli topraklara sahip Anadolu insanı milli kimliğine ve benliğine döndüğü zaman tarım ülkesi Türkiye’yi dünya devi yapabilir. Hedef; 10 inekten alınan verim 1 inekten alınmalıdır.

​Ülkemiz genç nüfusu ağır sanayiyi, tekstili, inşaatı ve turizmi ile dünya devi olma yolundadır. Aynı önemi tarım hayvancılık ve sağlıklı kalkınmaya da vermeliyiz. Çözüm yolları: tarım, orman, sağlık, gümrük, MEB, aile, çevre şehircilik ve maliye bakanlığıyla birlikte ziraat, kimya, gıda yüksek mühendisliği, veteriner hekimlik, tıp doktorları, beslenme uzmanları, diyetisyenler, ziraat ve veteriner fakültesi öğretim görevlileriyle istişare kurulları oluşturulup il müdürlükleri açılmalıdır. Ziraat ve veterinerlik fakültelerine giriş puanları TIP ve hukuk fakülteleri gibi yüksek tutulmalıdır. Bölgelere göre toprağın analizleri yapılmalı, hangi bölgeye hangi ürünlerin ekileceği belirlenmelidir. Münavebeli ekimler uygulanmalıdır. Köye dönüşler cazip hale getirilmeli, üretici ve çiftçiler sübvansiyonlarla desteklenmeli, gübre, ilaç, tohum, makine teçhizatları, mazot gibi ihtiyaçlar giderilmeli, kooperatifleşme ve ortaklıklar oluşturulmalıdır. Yerel ve ulusal basın, sosyal medya, TV bu konuya ciddi eğilmeli, iyi işlemelidir. TV de izlediğimiz saygı duyup takdir ettiğimiz cumhurbaşkanımızın diyetisyeni Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, Canan Karatay, Osman Müftüoğlu, Erkan Topuz, Ender Saraç gibi değerli ilim adamları ve profesörlerimizin tavsiyelerine kulak verilmelidir. Okullarda yaptığımız “Artırma ve yerli malı haftası” kutlamalarında kullandığımız “Yerli malı yurdun malı her Türk onu kullanmalı” sloganı her alandaki ürün, araç-gereç, makine, aşure ve hizmette saygın, geçerli yerini almalıdır.

Teknik ve bilimsel çalışmalarla tarım, hayvancılık ve sağlıklı kalkınmada dünya devi olabiliriz.
​Devletin eğitim, sağlık, savunma politikaları yanında mutlaka bir tarım politikası olmalıdır.

Semra VAKİT
Ziraat Yüksek Mühendisi

Oxunub: 887
Oxşar xəbərlər
SON XƏBƏRLƏR