dini radikalizm və ekstremizmlə mübarizə

DAYANIŞMA İKLİMİ

DAYANIŞMA İKLİMİ

Yeryüzünde yaşayan bir buçuk milyar civarındaki İslam âlemini kuşatan ve mânevî heyecana gark eden kutlu mevsim Ramazan-ı Şerif ayında, korona virüs tedbirleri dolayısıyla yardımlaşma ve dayanışma açısından tam bir DAYANIŞMA İKLİMİ yaşanmaktadır. Bu durum hiç şüphesiz birlik ve beraberliğimizi güçlendirmektedir.

Dünyanın muhtelif bölgelerinde Müslümanlara reva görülen mezâlim ve çevremizdeki kardeş kavgaları nedeniyle akan kan ve gözyaşı yüreğimizi sızlatıp derinden üzerken, Allah’ın gazabı virüs dünyanın başına bomba gibi düştü. Bu kutlu mevsimde Rabbimizden dileğimiz, virüs ve diğer acıların sona ermesi ve barışın hâkim olmasıdır.

Müslümanlar kardeştir. Fert ve topluluk olarak birbiriyle hayırda yarışırlar, rekabet etmezler. Müslüman, diğer kardeşinin rakîbi değil, sadece aynı yolda ya da diğer kulvardaki şerîkidir. Dolayısıyla hayırlı ve güzel işlerde kardeşçe müsabaka olabilir.

Hayırda müsâbaka ne kadar güzel ve makbul ise, hangi alanda olursa olsun rekâbet, çekişme ve çelmeleme de o kadar çirkin ve kötüdür. Zira rekâbette yenmek, ötelemek ve karalamak gibi kötü işler vardır ki, kavgaya kadar götüren bu haller kardeşliği yok eder.

Bugün baktığımızda, içeride ve dışarıda Müslümanların durumu hiç iç açıcı değildir. Maalesef aynı duvarın tuğlaları gibi birbirine kenetlenmesi gereken kimi Müslümanlar, birbirinden ayrışmaktadır. Farklı mezhep ve cemaatlere mensup kişiler, sanki diğerinin hasmı ve düşmanı gibi davranmaktadırlar.

Elbette her kes en doğru yolda yürüdüğüne inanır. Hayırda tatlı bir yarış lazımdır. Ancak diğerini tahkir, tel’in ve tekfir kat’iyyen doğru değildir. Bil’aks mütevâzî davranarak öteki Müslümanı kendinden üstün görmek, yüceltmek gerekir. Müslümanı tekfir eden, kendisi kâfir olur.

Maalesef tarihte yaşanan SıffÎn savaşı, Cemel vak’ası ve Kerbelâ faciasından başlayarak günümüze dek süren kavgalar, çatışmalar çok acı ve üzücüdür. Gayri-müslimler birbiriyle kolayca anlaşırken, hatta dost oldukları halde, Müslümanların boğaz boğaza savaşmaları esef vericidir.

Halbuki, Üstazlarımız böyle değildiler. Onlar diğerini kendinden üstün görür ve yüceltirler; “Eller yahşi biz yaman, eller buğday biz saman” derlerdi.

Sultan 1.Ahmed, Aziz Mahmut Hüdâî hazretlerinin müntesibidir. Bir gün Sultan hocasına hediye gönderir, Aziz Mahmut, hediyeyi kabul etmeyip iade eder. Sultan da aynı hediyeyi devrin diğer âlimlerinden Abdülmecid Sivasî’ye gönderir. O kabul eder.

Padişah: “A.Sivasi Efendi! Senin kabul ettiğin bu hediyeyi Aziz Mahmut kabul etmemişti” der, o büyük âlimden şu cevabı alır: “Aziz Mahmud, anka kuşu gibidir. Her lâşeye tenezzül etmez.”

Pâdişah, bir başka gün Aziz Mahmut Hüdâî’ye,“Senin kabul etmediğin hediyeyi, Abdülmecid Sivasî kabul etti” deyince, Aziz Mahmud Hüdâi şu ibretlik cevabı verir:”Abdülmecid Sivasî deniz gibidir. İçine bir damla necâset düşmekle kirlenmez.”

İlim, irfan sahibi mânevî terbiye almış olgun kişiler işte böyledir. Onlar kibirlenmez, çekiştirmez, kıskanmaz başkasını hakir görmezler.

Vaktiyle sahte bir şeyh Akşehir’e gelmiş. Bir takım cahilleri etrafına toplayıp, evliya olduğundan bahisle atıp tutuyormuş. Durumu Nasrettin Hoca’ya anlatmışlar. Hoca adamın haddini bilmez bir sahtekâr olduğunu anlamış… Ama anlamazlıktan gelip, mollalarıyla birlikte adamın yanına gitmiş.

Koca sarıklı bir hocanın ziyaretine geldiğini sanan sahte şeyhin ayakları iyice yerden kesilmiş, atıp tutmaya başlamış, lafı hocaya getirerek demiş ki:“İşte böyle…Sizin hoca eşeğiyle uğraşırken, ben göğün yedinci katında Melâike ile haşır neşir oluyorum.”

Tabi ki, Nasrettin Hocanın sabrı taşmış, demiş ki:

“-Erenler! Semâvatta seyahat ederken, şu nuranî yüzünüze tüy gibi yumuşak bir şey dokunuyor mu?” Sahte şeyh iyice coşmuş:

“Tabi, tabi…tüy desem tüy değil. Tül desem tül değil…diye başlayınca, Nasrettin hoca taşı gediğine koymuş, demiş ki:

“İşte o, bizim merkebin kuyruğudur”

Müslümanların sahte lider ve önderlere kanmaması gerekir. Bölünme ve parçalanma tehlikesi ancak böyle önlenir. Bu münasebetle Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hocanın ahlaksız fiilleri açıklayan hutbesini tebrik ve takdir ediyor, onu eleştirenleri tel’in ediyorum.

Oxunub: 498
Oxşar xəbərlər
SON XƏBƏRLƏR