dini radikalizm və ekstremizmlə mübarizə

İMAN CEVHERİ

İMAN CEVHERİ

Ol bir iman cevheri ki, ilâhî ne büyüktür!

İmansız paslı yürek, sînede bir yüktür…

İstiklal şâirimiz Mehmet Akif’in terennüm ettiği iman cevheri, iki cihanda huzur ve saâdetin vazgeçilmez şartıdır. Çünkü iman yüksek enerji kaynağıdır. İmansız kişi karanlık ve boşluktadır. Yaşanan sıkıntıların, bunalım ve depresyonların temelinde iman zafiyeti yatar. Üzücü olayları iyi analiz ettiğimizde, kökeninde inançsızlık ve sabırsızlık bulunduğunu görürüz.

Yeryüzünde nizam’ı âlem için bizi görevlendiren yüce Rabbimiz, en güzel ve mükemmel biçimde yaratmıştır. Ruh ve beden dediğimiz madde ile mânâ kutuplarını AKIL nimetiyle yekvücut, nirengi noktasına KALP koymuştur.

İyi veya kötü bütün duygu ve düşüncelerin odağı kalptir. Dolayısıyla, imanın ya da inkârın merkezi kalptir. Nitekim, Hz.Peygamberimiz (s.a.) bir Hadis-i şerifinde meâlen; “Dikkat ediniz! Muhakkak ki, vücudunuzda bir et parçası vardır. O iyi olursa, tüm vücut iyi olur. O bozulursa tüm vücut bozulur. İşte o KALPTİR” buyurmuştur. Başka bir Hadis-i şerifte: “Allah(c.c.) sizin görünüşünüze ve işinize bakmaz. Ancak kalplerinize bakar” buyurmuştur.

İnsan, yaratılış amacına uygun olarak, imanla Allah’a rabıtayı sağlamak suretiyle, ilâhî nurla aydınlanırsa KÂMİL İNSAN olur. Yani adam gibi adam olur.

Kalbi imanla dolu olan KÂMİL İNSAN, huzurludur. Güçlüdür. Dürüsttür. Samîmîdir. Sevecendir. Cömerttir. Namusludur. Takva sahibidir. Topluma yararlıdır. İmansızlarda bu meziyetler yoktur.

İman gücüne örnek olarak, Kafkas kartalı büyük dâvâ adamı Şeyh Şamil’i anmak isterim. Çarlık Rusyası’nın düzenli ordularına karşı, bir grup arkadaşıyla, yıllarca kahramanca savaşan Şeyh Şamil, sarsılmaz iman sahibi iyi bir mümin idi. Ayrıca Üstadı Şeyh Cemalettin Efendi kanalıyla Tarîk-ı Nakşibendi çeşmesinden feyiz alarak, maneviyatta zirveye çıkmıştı.

Sol eliyle kullandığı kılıcıyla savaşan İmam Şâmil, Asker ve teçhizat yetersizliği sonucu, teslim olmak mecburiyetinde kalınca, Çar 2.Aleksandr, bu kahramana çok iyi davranmış, bir misafir gibi sarayında ağırlamış, mükellef bir sofra hazırlatmıştı. İmam Şamil’in iştahlı, iştahlı yemek yediğini gören Rus Çarı’nın “ Kumandan! Bu iştahla beni de yiyeceksin, korkarım.” demesi üzerine, hiç çekinmeden “Elhamdü-lillah biz Müslümanız. Domuz eti yemeyiz” demiştir. 10 yıllık esaretten sonra hacca gitmek üzere, 1869 yılında İstanbul’a gelince, halk kendisini büyük sevgi tezahüratı içinde karşılamıştır.

Hac farizasını eda etmek için, İstanbul’dan Mekke-i Mükerreme’ye giden Şeyh Şamili görebilmek için binlerce hacı, ikamet ettiği yere hücum edince, Kâbe-i Muazzama’nın damına çıkarılıp halkı selamlamıştır.

KÂMİL İNSAN, Kafkas kartalı, mücahit, âlim ve fazıl Şeyh Şamil; 1871 de Medine-i Münevvere’de Hakkın rahmetine kavuşmuş, binlerce insan cenazesine iştirak etmiştir.

Ehl-i sünnet ve-l cemâat anlayışındaki İslâm iman ve ibadet sistemi, sahâbîler ve tâbiîn hazretlerinin naklettiği esaslardır. Bunlara sımsıkı tutunduğumuz müddetçe huzur ve saadet içinde Cennetin yolunu tutmuş oluruz.

İMAN, gabya inanmaktır. Kelime-i şehadetle başlar. Kişinin görmediği ve duyularıyla hissetmediği halde, kuşku ve tereddütsüz Allah’a (c.c.) ve diğer iman esaslarına kalben inanması, bunu lisanıyla ikrar etmesidir. İslâmî usul ve şartları uygulamak da olgun mümin olmanın gereğidir.

Hz.Allah (c.c.) Kur’an’ı-kerimde, imanı güzel kelime(Kelime-i Tayyibe) ifadesiyle, güzel ağaca (hurma) benzeterek, örnekle anlatmaktadır. Bilindiği üzere ağaç; kök, gövde ve dallardan ibarettir. Aynen ağaç gibi, imanın kökü kalp ile tasdiktir. Yani imanı yüreğinin derinliklerinde son nefese kadar taşımalıdır. İmanın gövdesi ise, kişinin beyanıdır. Yani mümin Müslüman olduğunu açıklamalıdır.

İmanın dalları ise; İbadetlerdir. İslam prensiplerine uygun yaşamaktır. İslam kültürü ve güzel ahlak sistemini özümsemektir. Dünyevî çıkar için dindar görünen, içi bozuk sahtekârlar mümin sayılmaz, bunlara münâfık denilir.

Hayatımız boyunca, son nefesimize kadar iman cevherini korumaya özen göstermeliyiz.

Oxunub: 609
Oxşar xəbərlər
SON XƏBƏRLƏR